Bir zamanlar, eski bir köyde yaşayan bir çoban varmış. Bu çoban, doğruyu söylemek konusunda ün salmış biriydi. Köylüler arasında “Ağzından bal damlıyor” derlerdi ona. Bir gün, çobanımızın önüne birazcık zenginlik gelmiş. Kendisine ait bir sürü küçükbaş hayvanı olmuş. Ancak, bu yeni kazandığı serveti korumak için yanında çalışacak bir yardımcıya ihtiyaç duymuş.
Köyde bilge bir adam yaşarmış. Herkes onun söylediklerine inanır ve kendisine danışırmış. Bu çoban da kendi meselesini danışmak için bilgeye gitmiş. Bilge, çobana öğüt verirken şöyle demiş:
“Bir atasözümüz vardır: ‘Ağzı olan konuşur.’ Sana tavsiyem, işe almayı düşündüğün kişinin geçmişteki tutarlılığına dikkat etmen. Yalan söyleyen biri, zaten kendisi hakkında bir gerçeği gizlemiş demektir.”
Çobanımız bu öğüdü dikkate almış ve işe alacağı kişiyle konuşmuş. O kişi, kendisiyle ilgili bazı bilgileri saklamış, yalan söylemiş. Çobanımız, bilgenin sözlerini hatırlayarak onu işe almaktan vazgeçmiş.
Bir süre sonra, köyde bir hırsızlık olayı meydana gelmiş. Çobanımızın hayvanları çalınmış. İşte o zaman çobanımız gerçek yüzünü göstermiş. Tüm köylüler, onun dürüstlüğünden emin olmuş ve yardımına koşmuşlar. Çobanımız, gizlediği gerçekleri ortaya çıkaran kişinin aslında kendisi olduğunu itiraf etmiş.
Bu hikâye, “Ağzı olan konuşur” atasözünün ne kadar önemli olduğunu anlatır niteliktedir. Gerçeği gizlemek veya yalan söylemek her zaman zarar verici sonuçlara yol açar. Çünkü insanlar güven duygusunu kaybeder. Doğruluktan ve dürüstlükten sapmak, ilişkileri zedeler ve toplumsal düzende bozulmalara neden olur.
Unutmayalım, yalanın içinde gizlenen gerçekler her zaman gün yüzüne çıkar. Yalanın ardında yatan gerçekleri keşfetmek için çaba harcamalı ve doğruyu söylemekten asla vazgeçmemeliyiz. Ancak bu şekilde, sağlam temellere dayanan ilişkiler kurabilir, toplumun huzurunu ve barışını sağlayabiliriz.
Birazcık gerçekliği kaybetmek pahasına yalanın peşinden gitmemeli, doğruluğu kucaklamalıyız. Çünkü her ne kadar bazı durumlarda yalan söylemek cazip gelse de, sonunda yalan hep yakalarımızı bırakmaz. Doğruyu söylemek ve gerçekleri paylaşmak, iç huzurumuzu korumanın en önemli yoludur.
Facebook'ta Paylaş
Twitter'da Paylaş
Linkedin'de Paylaş
yalanın içinde gizlenen gerçeklerin sonunda ortaya çıkacağını ve dürüstlüğün önemini vurgulayarak, okuyuculara doğruluk ve dürüstlükten sapmanın uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceği önemli bir ders veriyor. Ayrıca, toplumsal huzur ve sağlam ilişkilerin dürüstlükle inşa edildiğine dikkat çekiyor.
Sitede yer alan yazı, resim ve dosyaların tüm hakları saklıdır ve izinsiz paylaşılması kesinlikle yasaktır.